Viyana Volkstheater sahnesinde Fazıl Say ve Gezi Konseri
Detlef'in Susanne Baertele ile iletişimi dolayısı ile Almanya'ya geçmeden Viyana'ya uğramak istedik. Viyana'da meşhur Halk Tiyatrosu'nda Fazıl Say ile Ferzan - Ferhan Önder kardeşlerin yer aldığı Gezi Konseri ve öncesinde düzenlenecek panele dinleyici olarak katılmayı umuyoruz.
Büyük bir incelikle bizi sahne girişinden almaya gelen Susanne Baertele tiyatroda, halkla ilişkiler ve basın müdürü olarak görev yapıyor.
Tiyatro müdürü aynı zamanda Avusturyalı aktör direktör ve rejisör Michael Schottenberg ile yaptığımız kısa söyleşi bize hem Viyana Volkstheater (Halk Tiyatrosu) hakkında ışık tuttu hem sanatın halka ulaşması yolunda yeni fikirler verdi.
Rahat ve oldukça şık bir binaya sahip olan Volkstheater yıllardan beri ilginç programları ile Viyana tiyatroları arasında öne çıkmaktadır. Tiyatro, çeşitli kuruluşlardan destek almasından dolayı fiyat konusunda elverişli bir abone sistemi uygulanmaktadır.
Michael Schottenberg ile yaptığımız samimi söyleşiden sonra Gezi konseri öncesi Gezi direnişi yıldönümünde düşüncelerini aktaran gazeteci ve yazarların katıldığı panelde dinleyici olarak yer alıyoruz. Avusturya Sınır Tanımayan Gazeteciler başkanı Dr. Rubina Möhring’in yönettiği panele gazeteci Yekta Kopan, Radikal gazetesi yazarı Cem Erciyes, Radikal gazetesi köşe yazarı Özgür Mumcu, CNN Türk televizyonu program yapımcısı ve gazeteci Enver Aysever, Avusturya Uluslararası Politika Enstitüsü’nden Cengiz Günay, Die Presse gazetesinden Köksal Baltacı ile Thomsen Reuters ajansından kameraman ve yapımcı Ayhan Uyanık katıldı.
Popüler tiyatronun geniş salonu ve balkonları saat 19:00 itibarı ile dolmaya başladı. Panelden sonra büyük salonda yerimizi almadan önce balkondan tiyatro binasının ince dekorasyonunu seyrettik. Viyana ve çevresinden, burada yaşayan Türk etnik gruplar dahil konsere yüksek düzeyde katılım sağlandığını rahatlıkla görebiliyorduk.
Gezi konserinin ilk bölümünde heyecan verici çalış biçimleri ile dünyanın en önemli piyano ikililerinden Ferhan ve Ferzan Önder kardeşler, Gezi Parkı 1 adlı eseri icra ederken Gezi protestoları süresince yaşananları hissediyoruz.
Fazıl Say tarafından bestelenen eser üç bölümden oluşuyor. Gezi protestolarının başlangıcı olan barışcıl gösteriler eserin ilk bölümünü oluştururken, ikinci bölüm polis saldırısını ve üçüncü bölüm korku ve umudu ifade ediyor. Eserde sanatçı ikiliye Ola Rudner yönetimindeki Württembergische Filarmoni orkestrası gönülden eşlik ediyor.
Gezi Parkı 1 adlı eser bize bunca şeyi hatırlatıp düşündürdükten sonra, Fazıl Say tarafından bestelenen Gezi Parkı 2 adlı eseri merakla ve istekle beklediğimizi belirtmeye gerek yok sanıyorum.
Viyana Volkstheater sahnesinde Fazıl Say, konser moderatörünün Gezi Parkı direnişi ile ilgili sorularını yanıtlıyor. Direnişi, Türkiye'de bir rönesans olarak niteleyen ve bir sanatçı olarak batıya doğru atılan bu adıma katkıda bulunurken, Gezi Parkı'nın kendisi için özgürlük ve gelecek ifade ettiğini de ekliyor.
Fazıl Say’ın kendisinden dinlediğimiz Gezi Parkı 2 sonatı dört bölümden oluşuyor: İlk bölüm “Direniş Geceleri”, ikinci bölüm “Gaz Bulutunun Sessizliği”, tüm salonu hüzünlendiren üçüncü bölüm “Berkin Elvan” ve ‘Umutlar Hep Yüreğimizdedir’ başlıklı dördüncü bölüm ile Gezi direnişinin ruhu Fazıl Say’ın piyanosundan tüm salonda yankılanıyor.
Konserin son bölümünde Fazıl Say’ın ünlü şairlerin şiirlerine yaptığı besteleri yer alıyor. 20 yıl önce bestelediği ünlü şairlere ait şiirleri Serenad Bağcan yorumuyla dinleyemediğimiz için üzülsem de Avusturya’da müzik eğitimi alan mezzo soprano Senem Demircioğlu’nun yeteneği beni avutmaya yetiyor.
Say’ın notalarıyla Senem Demircioğlu tarafından seslendirilen İlk Şarkılar çalışmasından beş eser Metin Altıok'tan "Bu Kekre Dünyada", Nâzım Hikmet'ten "Memleketim", Can Yücel'den "Sardunyaya Ağıt", Orhan Veli'den "İstanbul’u Dinliyorum" Muhyiddin Abdal'dan ‘İnsan İnsan’ oldu.
Konserin son eseri “İnsan İnsan” Senem Demircioğlu tarafından seslendirilirken, orkestra üyesi ve tüm sanatçıların sahnede el ele tutuşmaları ve görselliğin ötesinde insani duyguları salona iletti. Konser sona erdikten sonra alkışlarla salonda “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı da atıldı.