Konya Mevlana
Anadolu'da Selçuklulardan kalan bir çok sanat eseri bulunmaktadır. 1077 yılında Selçuklular Konya'yı Bizanslıların elinden almışlardır. Şehrin gelişme göstermesi 13. yy'da başlamıştır. Ardından bu bölgede George Kilisesi kurulmuştur.
Hristiyan akımı burada faaliyetleri sürdürmüş ve zaman içerisinde merkezleri haline gelmiştir. Konya'nın görülmeğe değer yerlerinin başında Mevlana Camii ve Celaledin Rumi türbesi yer almaktadır (1207-1273). Burada yaşamış Mevlana tüm dünya tarafından bilinen büyük bir zattır. Türkiye'de, yabancı ve yerli turistler tarafından bu denli ziyaret edilen pek fazla bir bölge yoktur.
Ana caddenin bittiği yerde diğer bir cadde olan Alaattin caddesi başlamaktadır. Bu cadde ismini tepedeki caminin de adı olan Şelçuklu dönemindeki Alattin Keykubat'tan almıştır. Alaattin camii yapısı bakımından Türkiye'deki camiler arasında çok iyi yapılmış bir camiidir. Bu caminin yanı sıra kuzeyde iki tane herkes tarafından bilinen bir tanesi önceden Kuran kursu olarak kullanılan Büyük Karatay ve İnce Minare medreseleri bulunmaktadır. Bu iki medrese Selçuklu mimarisinin mükemmel iki örneklerindendir. Bu yerler bugün müze olarak kullanılmaktadır.
Bu eserlerin yakın bir bölgesinde Arkeoloji müzesi yer almaktadır. Bu müzede toplanan eserlerin çoğunluğunu Roma döneminden kalan eserler oluşturmaktadır. Alaattin camiinin yakınlarında pek fazla tanınmayan St. Pauls kilisesi yer almaktadır. İtalya'dan rahibeler buraya gelmektedir. Ayrıca yine tarihi bir eser olarak bir işleme resim bulunmaktadır. Bu resimde Thekla'nın aslanı ile olan bir figürü bulunmaktadır.