Sinop günden güne cazipliğini yitiren çok eski bir mirasa sahip genç bir şehirdir. Etrafı güzel plajlarla çevrili olan şehir uzun bir burun üzerinde yer almaktadır. İnsanın aklına İstanbul’un bir banliyösü geliyor.Sinop’un merkezi, istihkâm tesisinin gölgesinde yer alan koruyucu Balık Limanı yine de düşündürüyor.

70li yılların Akdeniz Türk Limanı çekiciliğine sahiptir. Karadeniz'in en kuzey noktasında bulunan Sinop, Soğuk Savaş esnasında şehre Amerikan dinleme postası tahsis etmişti. Kötülerin dünyasını dinlemek amacıyla oluşturulmuş bir çeşit telsiz savaşlarıdır.

Sinop’un hikâyesi ile ilgili söylenecek şey, yarımadanın Bronz Çağ’ dan beri yerleşim bölgesi olarak yer almasıdır. 8. Yüzyılda ilk koloniciler şehre Yunan ticaretine destek olarak gelmişlerdir. Adını Irmak Tanrısı’ nın kızı Asopus’ tan almıştır. Mitolojik bir şehirdir. Efsaneye göre Tanrıça’ nın Babası Zeus ona âşık olur ve ona bir dilek tutmasını istemiştir. Sinope ise çok rahatsız olur, dolayısıyla sonsuz bakire olmayı dilemiştir.

Zeus pes etmek zorunda kalır ve Sinope sonsuza dek mutlu yaşamını sürdürür. 1853 yılında şehir bir Rus filosu tarafından sarıldı. Sinop’a olan saldırı 3 senelik savaşın başlangıç noktasını belirliyordu. 1924 yılından beri Sinop aynı isimli İlin merkezidir. Halkın geçimi balıkçılık, küçük el işçiliği, tersane ve yönetimdir. Hayatlarını bu şekilde idame ettiriyorlar. Gelen yıllarda Sinop şehri en önemli ticaret merkezi haline gelmektedir. İç ticaret şehrin önemli bir ayağını oluşturmaktadır.