Trabzon
Trabzon kenti, ülkemizin Doğu Karadeniz Bölgesi kıyılarında yer almakta olup, güneyinde Gümüşhane ve Bayburt, batısında Giresun ve doğusunda Rize ile çevrilidir.
Yükseklik, deniz seviyesinden başlayarak güneye doğru artmaktadır ve bu kesimlerde Trabzon’un yaylaları ve yayla kentleri (Çakırgöl, Haçka Obası, Harmantepe, Lapazan, Sazalan, Sisdağı, Sultanmurat Yaylaları ve Haçka, Hıdırnebi, Kayabaşı Yayla Kentleri) bulunmaktadır. Yerleşimin yoğunluğu ise sahil kesimlerdedir.
Her mevsim bol yağmurlarıyla dikkati çekmekte olan kent bitki örtüsü açısından son derece zengindir.
Trabzon bir liman kentidir ve şehir merkezine çok yakın olan limanın Karadeniz’de kıyısı olan diğer ülke limanlarıyla bağlantısı vardır. Uluslararası hava trafiğine açık olan hava limanı da şehir merkezine uzak değildir ve bölgenin en büyük havalimanıdır.
Trabzon kenti bünyesinde barındırdığı tarihi varlıkların yanı sıra doğal güzellikleri ve doğa sporları (Dağcılık, Jeep safari, kano sporu, trekking, yamaç paraşütü) ile dört mevsim görülebilecek turizm merkezidir.
Doğa turizminin en önemli destinasyonlarından biri olan Kent, M.Ö. 5. yüzyılda Miletli Kolonistler tarafından kurulmuştur. 1204 yılında Pontus devletinin başkenti olmuştur.
1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmişdir. Kanuni Sultan Süleyman Trabzon’ da doğmuştur. Yavuz Sultan Selim ise burada şehzadelik yapmıştır.
Ayasofya Kilisesi (Haghia Sophia)
Muntazam güzellikte taş işçiliğine sahip olan Trabzon Ayasofya Kilisesi’nin, Trabzon'daki Komnenos Devleti krallarından I.Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edildiği kabul sanılmaktadır.
Şehir merkezine 2 km uzaklıkta bir manastır kompleksi içerisinde yer alan kilise, fresk bakımından da oldukça zengindir. Bölgedeki Bizans devri yapılarının en önemlilerinden biridir ve günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
1670 yılında Beylerbeyi Ali Bey tarafından camiye çevrilmiş, 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburgh Üniversitesi tarafından restore edilmiş ve 1964 yılında müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Trabzon Sümela Manastırı
Trabzon’un Maçka ilçesinin 17 km güneyinde, Altındere vadisine hakim Karadağ’ın duvar gibi dik bir yamacına yapışmış, vadi tabanından yaklaşık 300 metre yükseklikte, geniş bir mağara içerisine kurulmuştur. Trabzon Sumela Manastırı halk arasında “Meryem Ana Manastırı” olarak bilinmektedir. Ormanlar ile kaplı Altındere Vadisi’nin dibinde, Trabzon'a kadar uzanan Değirmen Deresi’nin kollarından biri akar.
Sumela Manastırı'nın, kitlesi ile adeta Karadağ’ın kayalarından taşan ihtişamlı bir görünüşü vardır. Manastır’a ulaşmak o kadar kolay değildir, zor ve yorucu bir tırmanış gerektirmektedir. Ormanın içinden zigzaglar çizen bir patikadan tırmanılır. Fakat sonuçta ulaşılan noktadaki adeta baş döndüren manzara, bütün zahmete değecek niteliktedir. Giriş kısmı sıkı emniyete alınmış olan Manastır’ın son kısmına, dar ve uzun bir merdivenle erişilmesi mümkün kılınmıştır.
Sumela Manastırı’nın ilk kuruluşuna dair çeşitli rivayetler olmakla birlikte şimdiki durumuyla varlığını 13. yüzyıldan itibaren sürdürdüğü bilinmektedir.
18. yüzyılda Voyvodalar’ın himayesinde gelişmiş ve büyük bir kısmı yenilenmiş, iç ve dış duvarlarının bazıları tamamen fresklerle süslenmiştir.
19. yüzyılda büyük yapılar ilave edilen ve devamlı gelişen Sumela Manastırı tam manası ile muazzam bir görünüm kazanmıştır. Pek çok yabancı seyyah tarafından ziyaret edilmiş ve bu seyyahların yazılarına konu olmuştur. Anadolu'daki tüm Rum-Ortodoks topluluklarının bir araya geldiği ve muhteşem şekilde süsledikleri Manastır’ın, en zengin ve en parlak dönemidir 19. yüzyıl.
St. Anna Kilisesi (Küçük Ayvasıl Kilisesi)
Halk arasında Küçük Ayvasıl Kilisesi olarak bilinen St. Anna Kilisesi, kentin en eski kiliselerinden biridir ve 1923 yılına kadar olarak faaliyetini sürdürmüştür. Trabzon'da kentin merkezinde Maraş Caddesi üzerinde bulunanmakta olup, kapısında bir Bizans kabartması ile 884-885 tarihinli I. Basil zamanına ait onarım kitabesi bulunmaktadır.
Bu eski kilisede fresk kalıntıları bulunmaktadır fakat hayli bozulmuş durumdadır. Yapının zemininin altında bir mezar odası vardır.
1999 senesinde restore edilmiş olan kilise halen kullanılmamaktadır.