Türk Mutfağı Meraklısına Yemek Kursları
Houston, Teksas’lı kütüphaneci arkadaşım Monica’nın Türkiye’deki bir üniversitenin organize ettiği bir konferansa katılacağını bana söylemesi ile başladı her şey. Konferans süresince İstanbul’da kalacağı zaman zarfında kendisine bu şehrin tarihi yerlerini göstereceğime söz verdim.
Endişeliydim, zira Monica Sultanahmet, Topkapı Sarayı gibi İstanbul’un ona göstermek istediğim tarihi harikalarını görmek için çoktan konferansı düzenleyen üniversitenin organize ettiği gezi turlarına kayıt olmuştu. Monica’yı, onun hayran olacağı yerlere götürmek istiyordum. Aslında, Monica’nın bu ziyaret sonunda gördüklerinden ve yaşadıklarından ötürü şehrime, İstanbul’a aşık olmasını arzu ediyordum.
Monica'nın gezi programını gördükten sonra arkadaşlarıma Monica'yı ve onun arkadaşlarını götüreceğim yerler konusunda önerilerini sordum.
O günlerde, ofis arkadaşım ile yemek kursuna katılmayı planlıyorduk. İşte verdiğimiz kahve molaları sırasında her ikimizin de yemek yapmaktan ne kadar keyif aldığını keşfetmiştik. Ancak ben hazırladığım yemeklerin ne kadar klasik ve sıkıcı olduğunu ve dönüp dolaşıp aynı Osmanlı mutfağı yemeklerini yediğimi fark ettiğim için mutfak hayatımda bir değişim gerektiği sonucuna çoktan varmıştım. Bu durumu fark ettikten sonra, boş zamanlarımda bir saatten az bir süre zarfında pişirebileceğim farklı ve lezzetli yemek tarifleri arar oldum. Bu uğraşın sonucunda, yeni yemeklerimi denemek bu yemekleri test eden eşim dahil herkes için bir macera olmaya başladı. Yaptığım yemekler bazen gerçekten çok lezzetli bazen ise sunumu çok şık olsa bile çiğnemesi zor olabiliyordu. Fırınımızın içini birkaç kere saatlerce temizlemek zorunda kalınca, "kitabına uygun yemek yapma" kararı alarak içerisinde güzel yemek fotoğrafları olan birkaç yemek kitabı almak üzere kitapçıları gezmeye başladım (Ben kitapçıda yemek tarifleri okuyan o tiplerden değilim sanırım!)
İşte kendisiyle mutfak maceralarımı paylaştığımda ofis arkadaşım birlikte bir yemek kursuna gitmemizi önerdi. Beş-altı tane mezenin nasıl yapıldığını iki saat gibi kısa bir sürede öğrenebilecektik. Bu fikre bayıldım. Sonrasında, yemek yemekten benim kadar keyif alan Monica'ya da sordum, o ve arkadaşları bize katılmak ister mi diye. Monica; "Bayıldım bu fikre, katılırım elbette" dedi.
İş arkadaşım ile birlikte internetten yemek kurslarını araştırdık ve en sonunda Chef's İstanbul'un Cuma günü saat 19:20- 21:30 saatlerinde verilen "Türk mezeleri" kursuna gitmeye karar verdik.
Yemek kursu normalde 5 kişilikmiş. Ancak Monica, "yemek kursu" fikrini duyan ve Türk mutfağını çok merak ettikleri için katılmak isteyen arkadaşlarına "HAYIR" diyemediği için yemek yapacağımız masanın etrafında birden 10 kişi olduk. Bize o gün ders verecek olan Chef's İstanbul'un ortaklarından Gülhan Kara - aynı zamanda oldukça bilinen bir aşçıymış ancak ben bu durumu herkes kendisine yemek kitabını imzalatmak istediğinde öğrendim – bizi güler yüzle çok dostane şekilde karşıladı. Bizden başka katılımcıların tamamı yabancı olunca, onları kırmamak adına bir seferlik de olsa 10 kişi ders yapmayı da kabul etti.
Şefimiz her birimize birer tane önlük verdi ve ellerimizi iki kere yıkadıktan sonra her birimiz bir ünitenin önünde yerimizi aldık. Her bir ünitede bir ocak ve fırın, mutfak gereçleri, mutfak tezgâhı ve kesme tahtası bulunuyordu.
Yemek kursunda, 2 -3 saat içerisinde közde yoğurt soslu patlıcan, paçanga böreği, mercimek köftesi, karidesli ve domatesli dip/sos, maydanozlu - beyaz peynirli toplar, humus, ve çerkez tavuğu yaptık. Şefimiz Gülhan Kara yapacağımız mezelerin listesini hazırlarken yiyeceklerin Amerikalı arkadaşlarımın kendi ülkelerinde de bulabileceği malzemeleri içermesine özen göstermiş, bu nedenle ekibe uygun harika bir meze listesi hazırlamış. Yaptığımız yemekler inanılmaz lezzetliydi. Üstelik hazırlaması ve pişirmesi de oldukça kolay. Kurs sırasında bir sürü pratik bilgi de öğrendik. Örneğin; patlıcanın kararmaması, beyaz kalmasını nasıl sağlayacağımızı, mercimek köftesini tanelemenin kolay yollarını, büyük ve keskin bıçakları kullanırken parmaklarımızı nasıl koruyacağımızı anlattı şefimiz. Gülhan Kara, yemek yaparken aynı zamanda bize Türkiye'deki farklı yörelerin farklı yemek alışkanlıklarından ve hangi meze ile hangi şarabın içilebileceğinden söz etti.
Gülhan Kara'nın eşi ve Chef's İstanbul'un diğer ortağı Mustafa Kara yaptığımız yemekleri yemek masasının etrafına kurulmuş tadarken bize şarap ve bira ikram etti. Hepimiz birbirimizin yaptığı mezelerin tadına baktık. Aslında dışardan bakıldığında, yemek kursu için biraya gelmiş insan topluluğu yerine birbirini uzun zamandan beri görmemiş ve bir yerde yemek masasının etrafında bir araya gelmiş bir arkadaş grubu gibi duruyorduk. Bize yaptığımız mezeleri eve götürebilmemiz için plastik saklama kapları verdiler ancak hepimiz yaptıklarımızı orada ve birlikte yemeği tercih ettiğimiz için eve götürecek bir şey kalmadı pek.
Amerikalı arkadaşlarım harika vakit geçirdiler ve evde kolaylıkla yapabilecekleri tarifler öğrendiler. Yemek kursundan birkaç hafta sonra Monica'nın yemek kursu sırasında tanıştığım arkadaşlarından birinden bir e-mail mesajı aldım. Bana Türk mezelerini hazırlarken çok büyük keyif aldığını ve bu güzel akşamı tüm arkadaşlarına anlattığını yazmış. O ve yemek kursuna katılan diğerleri o kadar iyi vakti geçirmişler ki kendi şirketlerinin her yıl başka bir ülkede yapılan yıllık toplantılarında yemek kursuna katılma işini bir gelenek haline getirmeye karar vermişler. Ocak ayında New Orleans'ta bir toplantıları varmış ve gerçekten orada da aynı ekip yine bir yemek kursuna katılmışlar. Monica'nın arkadaşı emailinde onlar için bir gelenek başlattığımı belirtmiş. Monica'nın yemek kursuna katılan bir başka arkadaşı ise bana gönderdiği e-mail mesajında gittiğimiz yemek kursunun, harika hatıralarla döndüğüİstanbul gezisinin en unutulmaz anısı olduğunu belirtmiş. Ayrıca İstanbul'a konferans sebebiyle yaptığı seyahatin hayatının gezisi olduğunu ve bu süre zarfında yemek kursunu organize ettiğim için bana ve kursa katılarak zaman zaman çeviri yapmak suretiyle onlara destek olan arkadaşlarıma da çok teşekkür ettiğini yazmış.
Yazılanları okurken pek bir memnundum, görev başarı ile tamamlanmış, arkadaşlarım İstanbul seyahatlerinden memnun kalmıştı. Lütfen öğrendiğim mezeleri evde yapıp yapmadığımı sormayın, henüz mutfağa girmiş değilim.
Köz Patlıcan Salata
Hazırlama Süresi: 20 Dakika
4 Kişilik
Gerekli Malzemeler:
2 patlıcan
2-3 diş sarımsak
yarım limonun suyu
3 çorba kaşığı zeytinyağı
tuz
Yapılışı:
Patlıcanları közleyip kabuklarını soyun. Kaşık yardımı ile içlerini çıkarın. Patlıcan içlerini beyaz doğrama tahtası üzerine alıp bıçakla kıyın. Sarımsakları ezin. Bütün malzemeyi bir kapta karşıtırın. Üzerine limon suyu ve zeytinyağı ilave edin ve karşıtırın. 15-20 dakika kadar bekletip meze tabağında servis yapın. Dilerseniz bu karışımı yoğurt (süzme yoğurt) ile de karışıtırıp servis yapabilirsiniz.
- Özge Altınok Lokmanhekim