Kelheim Kasabası'ndan Tuna Nehri Boyunca Yürüyüş Parkurları ve Tuna Boğazı
Almanya'nın Bavyera eyaletindeki Regensburg kenti, Avrupa’nın en güzel eski şehirlerinden birisidir ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır. Hanna ve Chris Röhrl çifti ile başka bir noktada Regensburg kentinin çevresini keşfetmeye devam ediyoruz.
Teknoloji ve mimari harikası Main-Tuna Kanalı’nın Tuna Nehri’ne karıştığı Kelheim kasabasında aracımızı park ediyoruz ve Kelheim kasabasından Tuna Nehri boyunca Weltenburg Manastırı’na dek sürecek olan yürüyüşümüze başlıyoruz.
Tuna Nehri, en kuzey noktası olan Regensburg ve Kelheim civarında Tuna Boğazı diye adlandırılan dar ve bazen sarp duvarlı bir vadiden akarak yoluna devam ediyor. Resmi olarak Weltenburger Enge olarak adlandılırlan bölge doğal koruma alanı statüsündedir. 5,5 km uzunluğunda ve 400 metre genişliğinde olan bölge 560 hektarlık bir araziyi kapsar. Bisiklet ve yürüyüşçülerin cenneti olan bölgede, Tuna nehrinin iki yanından her biri işaretlenmiş yakın ve uzak mesafe yürüyüş yolları geçiyor. Biz de kamera daima elimizde Weltenburger Enge yürüyüş parkurlarından birini takip ediyoruz.
Yol üzerinde 1454 yılında kayalara inşa edilmiş Erken Franziskaner Manastırı "Klösterl" bizim için kısa bir mola yeri oluyor. Mağaraya inşa edilen eşsiz kaya kilise, Aziz Nicholas Şapeli ve Nikolas terracotta figürü görülmeye değer. Ayrıca kilisenin duvarlarındaki freskler, kilisede yer alan mezar taşları ve yazıtlar hala görülebilir. Eski manastır şimdilerde restoran ve çeşitli kültürel etkinliklerin sunulduğu bir mekan olarak hizmet veriyor.
Kelheim ve Weltenburg Manastırı arasında düzenli olarak çalışan gezi tekneleri Tuna Boğazı'nı katediyor. Tuna Nehri boyunca devam eden yürüyüş parkuru Tuna Boğazı girişinde nehirden uzaklaşıyor. Buradan sağa dönüyor ve ormanlık bir araziye giriyoruz.
Kışın yapraklarını döken ağaç türlerinin bulunduğu ormanda sürekli irtifa kazanarak yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bu doğal ve yoğun harikulade kayın ormanı adeta yürüyüş parkurları ile donatılmış. Avrupa’nın ve dünyanın en tanınmış yürüyüş yollarından biri olan meşhur “Santiago Yolu” ya da "St. James Yolu" (Aziz Yakup Yolu), Katolik mezhebinin en ünlü hac rotası da bu ormandan geçerek Santiago şehrine kadar ilerler.
Aziz Yakup Yolu, Katolikler için kutsal bir hac yolu olarak tasarlanmasına rağmen, bugün artık tamamen bir yürüyüş yoluna dönüşmüştür. Kayın ağaçlarının tepesinden süzülerek düşen gün ışığının yarattığı gölge oyunları yürüyüşümüze neşe katıyor.
Ağaç yoğunluğunun azaldığı bir bölgede seyir terasından Tuna Boğazı manzarasını seyrediyoruz. Zamanında bu sarp kayalıkları aşarak yoluna devam eden Tuna Nehri'nin etkileyici ve vahşi manzarası karşısında etkilenmemek mümkün değil.
Bir süre sonra başka bir seyir terasına ulaşıyoruz ve Tuna nehrinin kanyona akmadan önceki bir dirseğin kenarına kurulmuş olan Weltenburg manastırını öncelikle buradan görmelisiniz. Almanya'da bira üretimi yapan en eski manastır ünvanına sahip olan Weltenburg Manastırı'nın görkemli manzarası ve Tuna nehrinin döndüğü köşedeki kum sahil buradan oldukça etkileyici görünüyor. Kısa bir moladan sonra hedefimize ulaşmak için parkura devam etmemiz gerektiğini anımsıyor ve yola koyuluyoruz.
Aşağıya doğru ilerleyen parkur zamanında Romalılara karşı savunma duvarı oluşturan Kelt duvarını geçmemize olanak sağlıyor. Tuna Arkeolojik yürüyüş parkurunun da geçtiği bu noktada tarihi Kelt duvarını hala ayırt edilebiliyor.
Yalnızca Weltenburger Enge bölgesindeki parkurlar değil aynı zamanda uzun mesafe yürüyüş parkurları hakkında da oldukça net bir şekilde parkur bilgileri sunan tabelalara yürüyüşümüz boyunca farklı noktalarda rastlıyoruz.
Weltenburg Manastırı'nın tam da karşı yakasında Tuna nehri ile buluşuyoruz. Karşı kıyıya geçebilmek için hemen yolcu bekleyen kayığa kendimizi atıyoruz. İşte şimdi Tuna nehrini kayıkla aşıyoruz ve kum olduğunu düşündüğümüz plajın nehir tarafından taşınan çakıllardan oluştuğunu buradan net bir şekilde fark edebiliyoruz.
Manzara eşsiz. Tuna nehrini küçük bir kayık ile geçerken ördek aileleri ve nehirde yüzenler bize eşlik ediyor. Karşımızda gösterişli manastır ve nehrin viraj yaptığı noktadaki plajı ve Tuna boğazı ağzının oluşturduğu görsellik mavi beyaz gökyüzünün de katkısı ile göz alıcı bir görselliğe dönüşüyor.
Manastırın avlusunda yer alan restoranda, manastırda üretilen ve yöreye özgü nefis spesiyalitelerin tadına varmak için mola veriyoruz. Manastırda yüzyılar boyu üretilen dünyanın en eski koyu renkli birasını deniyoruz. Enfes! Peynir soslu patates salatası ile sunulan yine manastır üretimi sucuğun tadı damaklarımızda kaldıktan sonra, manastırın etkileyici barok kilisenin içini görmek üzere harekete geçiyoruz.
Kilisenin içine doğal ışık getirmek için yapılan ışık bandının da yardımı ile düz tavan gerçekten ustalık gerektiren freskler sayesinde neredeyse üç boyutlu bir hal alarak oval bir kubbe gibi görünüyor. Barok stili altın yaldızlı ve çiçekli süslemeler; bulutlara sarılmış melek tasvirleriyle dolu manastır kilisesinin iç dekorasyonunun göz alıcı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Fakat benim en fazla ilgimi çeken, kilisenin tavanındaki banttan eğilmiş sürekli bizi gözetleyen ünlü Barok mimar ve ressamı Cosmas Damian Asam heykeli oluyor. Fotoğraf galerisinde heykeli görebilirsiniz.
Kelheim kasabasına doğru dönüşe geçeceğiz ve tabiki Tuna Boğazını bu defa nehir yolu ile aşmak istiyoruz. Hemen biletlerimizi alıyor ve bizi Kelheim'a götürecek yolcu gemisini beklemeye başlıyoruz. Ticari ulaşım Main-Tuna kanalından yapıldığından dolayı bu kanyondan sadece yolcu gemileri ve gezi tekneleri geçiyor.
Tuna'da ticari ulaşım, Almanya dışında Tuna nehrinin geçtiği bütün ülkelerin üye olduğu uluslararası bir komisyonun denetiminde bulunuyor.
Tuna nehrinin yüzyıllarca doğal gücünü kullanarak yarıp geçtiği bu heybetli kayaları ırmak üzerinde yol alırken daha bir etkileyici buluyoruz. Kayaların üzerinden manzarayı seyrederken sanki bu kanyon bu kadar dar değildi. Şimdi kayalar git gide ırmağa yaklaşıyor ve ırmak daraldıkça geminin manevrası zorlaşıyor. Yürüyüşe başlarken böylesine inanılmaz bir doğa güzelliği ile karşılaşacağımı tahmin etmemiştim doğrusu.
Neredeyse Kelheim kasabasının iskelesine geldik, Kelheim Kurtuluş Anıtı Tuna'ya bakan manzaralı bir tepe üzerine inşa edilmiş. Tuna üzerindeki harika yolculuğumuz burada sona eriyor.
- Bilgi Panosu Bilgi Panosu
- Klösterl Klösterl
- Weltenburg Manastırı Weltenburg Manastırı
- Weltenburg Manastırı Weltenburg Manastırı
- Weltenburg Manastırı Weltenburg Manastırı
- Tuna Boğazı Tuna Boğazı
- Manastır Kilisesi Manastır Kilisesi
- Cosmas Damian Asam Cosmas Damian Asam
- Öğle Yemeği Öğle Yemeği
- Manastırın Koyu Birası Manastırın Koyu Birası
- Tuna Nehri Tuna Nehri
- Tuna Boğazı Ağzı Tuna Boğazı Ağzı
- Tuna Nehri ve Doğası Tuna Nehri ve Doğası
- Boğazdaki Gezi Feribotları Boğazdaki Gezi Feribotları
- Kayalara Yerleştirilmiş Dini Figür Kayalara Yerleştirilmiş Dini Figür
https://www.alaturka.info/tr/blog-tr/2848-kelheim-kasabas-ndan-tuna-nehri-boyunca-yuerueyues-parkurlar-ve-tuna-bogaz#sigProIdf14e0044c7