Makedonya Ohrid Gölü Kıyısında Rino Kamp Alanı ve Komşularımız
Ohrid Gölü kıyısında Kalishta köyünde Camping Rino’da kalıyoruz. Yunanistan Alexandroupolis yani Dedeağaç’ta kamp alanında tanıştığımız İsviçreli üç genç İstanbul’dan İsrail’e araç ile gitmekten vazgeçerek uçak ile seyahat etmişler ve dönüşe geçmişler bile.
Bizden bir gece önce kamp alanına varan gençlerden ile İsrail ve Filistin deneyimlerini ve izlenimlerini dinledik, kendi hikayemizi anlattık, yeni fikirlerden bahsettik.
Çok güzel bir akşam geçirdik ve ertesi gün maalesef fazla vakitleri olmadığından yola çıkmak zorundaydılar. Yolda tanıştığımız ve iletişimde kalacağımız İsviçreli arkadaşları uğurladık ve yeni arkadaşları beklemeye başladık.
Çok geçmeden, 70’lerden kalma uzun mu uzun mobil karavandan genç bir İngiliz çift indi. Özel bir kutlama yaptıkları bir gece karavanın içindeki disko ışıkları gerçekten görülmeye değerdi. Bir akşamüstü ilginç karavanlarında içeceklerimizi yudumlayıp muhabbet ediyorduk ki, Güney Afrika bayrağı taşıyan ve üzerinde harita olan bir araç geldi.
Tabiki hepimiz kendimizi dışarı atıp yeni gelen çift ile muhabbete başladık. Hoş geldin muhabbeti yani J. Hollandalı çift yaklaşık 10 senedir Güney Afrika’da yaşıyor ve bir senedir yaklaşık seyahatteler. Araçlarını kargo ile Hollanda kıyılarına gönderip kendileri uçak ile seyahat etmişler. Aracı teslim alarak başlamışlar Avrupa ve Balkanlar seyahatine.
Avrupa seyahatini bitirdikten sonra Afrika boyunca güneye dek araç ile devam etmeyi planlıyorlar. Gördüklerini kendilerine saklamayan çok eğlenceli ve candan çift blog yayınlıyor, bir göz atabilirsiniz. http://cape2nordkapp.blogspot.com
Camping Rino, Ohrid gölü kıyısında olduğundan şahane görüntüler sunuyor bize. Güzel ve aydınlık bir gecede karşıda Ohrid şehri göz kırpıyor ve ben kameranın başında nöbet tutuyorum.
Sonraki günlerde Türkiye’den karavancılar da geldi. Biz burada ev sahibi gibi olduk neredeyse, geleni karşılıyor gideni uğurluyoruz.
Ohrid Gölü oldukça temiz suyu ile bizi her gün kendine çekiyor. Akdeniz ikliminden gelmiş biri olarak havanın yüzme sıcaklığına ulaşmasını beklerken kendini serin ve berrak sulara bırakan arkadaşları seyretmekle yetindim.
En azından kano ile gölde gezinti yapma fırsatımız oldu ve hava ısınınca ben de kendimi Ohrid gölünün berrak sularına bıraktım. Göl kıyısı gece ayrı güzel gündüz ayrı güzel. Fotoğraf makinasını elimden bırakırken zorlanıyorum desem yeri var.
Bu arada karavanımızın hemen yanına çadır atan genç çift İspanya’dan yola çıkmış ve Balkanlar’da otostop yaparak geziyorlardı. Birlikte kahve içtikten ve biraz lafladıktan sonra bir gece daha kalmaya karar verdiler ve birlikte Ohrid’i gezdik, eğlendik, akşam da kampta spagetti yaptık ve bira içtik.
Henüz yirmili yaşların başında olan Marta ve Luis ile inanıyorum ki tekrar karşılaşacağız. Kamp hayatında başlayan tanışıklıklar bazen iyi dostluklara dönüşüyor. Farklı kültürleri tanımak için yola çıkmış olan bu iki pırıl pırıl genç ile iletişimimiz kalıcı olacak biliyorum.
Bir sonraki yakın komşumuz Fransız bir motorcu oluyor. Kendine özgü aksanı ile İngilizce konuşan Fransız komşumuzun çadırının ipine en az dört defa takıldım fakat yere serilmedim. Yalnız bir defasında çadırı yerle bir ediyordum. İki gece kalan kapı komşumuz ile kısa da olsa muhabbet etme imkanımız oldu. Yunanistan’a gidiyor, arkadaşının düğününe yetişmek istiyor. Çadırını toplarken hemen yanında salyangoz görünce neden yemediğini sordum, çok da lezzetli olmadığını söyledi.. E bu defa da neden yediklerini sordum tabiki. Ancak özel günlerde ya da partilerde iyi bir sos ile lezzetlendirilip yeniyormuş.
Kamp alanında sizi karşılayan ve her daim yanınızda olan vazgeçilmez Pimi, yüzündeki gülümsemesi ile ortama sempati katıyor. Onsuz bu kamp alanında epey boşluk olurdu sanıyorum. İngilizce ve Almanca lisanlarına hakim olan Pimi ve ailesi bu kamp alanını ziyaret etmek için gelecekte de iyi bir sebep olacak.
Bir sabah uyandığımızda hemen yanımızda yan yana beş çadır kurulmuş görünce meraklanıyoruz tabiki ve hemen komşularımız ile diyaloğa girişiyoruz. Macaristan’dan yola çıkan kampçılar arasında baba ve oğul ile arkadaşlar yer alıyor. Ohrid Gölü kıyılarını araç ile gezen arkadaş grubu üç gece konakladılar ve çok eğlenceliydiler.
Geçen sene Venedik’te karşılaştığımız ve iletişimde kaldığımız Hamburg'lu Alman çift Sylvia und Anselm bu sene Türkiye’de hatırı sayılır kilometre kat ettiler. Göreme’de karşılaştıkları Alman karavancı çifte bizden bahsetmişler ve Camping Rino’da olacağımızı söylemişler.
Hans ve eşi bir hafta kadar buradaydılar ve çok samimi iletişim kurduk, birlikte Ohrid’e gittik, gölde kano gezisi yaptık, akşamları yemek yedik ve bol Makedon şarabı içerek bol sohbet ettik. Bu sabah ayrılan arkadaşların ardından birden kendimizi yalnız hissettik. Kamp alanı tam boşaldı diyorduk ki uzun sürmedi. Bizim bulunduğumuz alana karavancılar geldi, yan tarafa ise İsveç’ten 24 yolcusuyla birlikte enteresan bir macera otobüsü geldi.