Gazipaşa - Deniz kenarında kazanç ve yaşam

Pazartesi, 23 Mayıs 2016 00:00

Gazipaşa'nın güzel ve bozulmamış doğası sadece karada, yaylalarda veya deniz kenarında değil denizde de kendini gösterir.

Denizde renkli ve çeşitli bir hayat sürer. Eski çağlarda önemli liman kentleri vardı. Deniz ticareti ile zenginleşmişler, mutlu hayatlar sürmüşlerdi. Toroslar’dan sağlanan keresteler, zeytinyağı ve diğer tarım ürünleri Akdeniz’in çeşitli yörelerine götürülüp satılır; oralardan ihtiyaç duyulan mallar alınırdı.

Yöre insanları denizden hem bir besin kaynağı hem de suyolu olarak yararlanırdı. Suyolu önemliydi. Akdeniz onun için tarihe suyolu olarak girdi. Gemicilik ve deniz ticareti Akdeniz’de gelişti en önce.

Anadolu’nun Akdeniz sahilleri coğrafyasının elverişliliği nedeniyle bütün Akdeniz’in en önemli limanlarına sahipti. Yöre halkının deniz ticareti yanında Akdeniz’de dolaşan diğer ticaret gemileri için de fırtınalarda sığınmak, ticaret ve ikmal için yerlerdi.

Denizcilik bu kadar önemli olunca denizde çok iz bırakması da gerekir. Öyle de olmuş zaten. 2004 yılında Gazipaşa sahillerinde arkeologların bulduğu Pegasus Heykeli yöredeki son buluntulardan birisi. Bu küçük heykel, Antik Çağ’da koruyucu olması için gemilerin baş tarafına konulan tanrı ve tanrıça heykellerinden biriydi. Amforalara ise her yerde rastlanabiliyor. Maske ve şnorkelle ya da çıplak gözle bile amfora kalıntılarına, çapa kalıntısına rastlanabiliyor. Gazipaşa sahillerinde su altında çok az kişi tarafından bilinen granit sütunlar kendilerini gerçekten anlayacak birilerinin geleceği günleri beklemektedir. Burada biz sözü Akdeniz tarihi konusunda sözü en çok dinlenen bir uzmana verelim. Fernand Braudel şöyle yazıyor “Akdeniz” adlı kitabında:

“Nedir bu Akdeniz? Binbir şeyin hepsi birden. Bir peyzaj değil, sayısız peyzajlar. Bir deniz değil, birbirini izleyen birçok deniz. Bir uygarlık değil, birbiri üzerine yığılmış birçok uygarlık.”

Bu makalelere de göz atın lütfen:

Gazipasa Muz Hikayesi - Alanya Anamur Yolu

Syedra Antik Kenti - Alanya Gazipasa