Antalya'da dostluk rüzgarları esti - 2. Uluslararası Dostluk Konseri
Bir kez daha internet sayesinde renkli ve cıvıl cıvıl bir müzisyen ile tanıştık. Antalya'dan piyanist ve besteci Murat Ömür Tuncer ile yollarımızı internette yayınlanan dostluk konseri haberi kesiştirdi.
Farklı türlerden müzik yapan müzisyenler ile iletişim halinde olan Murat, müzikten inanılmaz keyif alan ve bunu dinleyicilerine iletebilen müzisyenler ile birlikte bir festivalde eğlenmek, eğlenirken de belli konularda farkındalık yaratmak istedi. Az bir bütçe ile Antalya'da çok sayıda dinleyiciye hitap etmek üzere, 2012 yılında ilkinin düzenlenmiş olduğu bu etkinliğin ikincisini düzenlemek gerekiyordu.
Biz Roma yolu boyunca kültür ve yakınlaşma yolculuğu projemizin içeriği bağlamında tam da Murat'ın yolundaydık. Sonuç olarak internet üzerinden temas kurduk ve karşılıklı fikir alış-verişi yaptıktan sonra, farklı ülkelerden çeşitli müzik tarzlarını icra etmek üzere gelen programın konseptine bizim seyahat karavanımızı nasıl entegre edeceğimiz bulduk. Antalya Phaselis Antik Kenti'nde düzenlenmesi planlanan fakat yeri değiştirilerek Antalya Falez 2 Park'ta düzenlenen Dostluk Konseri'nin bir parçası olmuştuk.
Karavan ile konser alanına gelerek yolculuğumuz sırasında çektiğimiz fotoğraflardan oluşan “Antik Kent Detayları” konulu mini gezici sergimizi iki gün boyunca etkinliğe gelenlere sunarak hem Dostluk Konseri’ne destek vermek istedik, hemde 1. derecede sit alanı olan Phaselis Antik Kent alanını tarih, kültür ve doğa katliamına kurban etmek istemediğimizden farkındalık yaratmaya yardımcı olmak istedik.
İki gün sürecek olan etkinliğin Phaselis Antik kentinde yapılması için Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından gereken izinler verilmiş, sonrasında aynı müdürlük tarafından etkinliğe sadece 20 gün kala hem ziyaretçilerden hemde organizasyonun sanat yönetmeninden ücret talep edilmişti. Muratpaşa Belediyesi yetkililerinin esneklik anlayışı sayesinde festival için yeni belirlenen alan, Antalya Falez 2 Park, romantik esintileri ve lokasyonu ile göz dolduruyordu.
Dünya mirasının bir parçası olan eski Likya kenti Phaselis yalnızca Antalya’da yaşayan halkın değil, tüm insanlığın mirası olup, tüm insanlığın sorumluluğunda olduğundan, farklı ülkelerden gelip Dostluk Konseri’nde buluşan müzisyenler Phaselis’in önemini vurgulamak ve bu sorumluluğu toplumlara taşımak için çalacaklardı. Festival süresince bizi tam da burada, Akdeniz’in muazzam güzellikteki falezlerinde birleştiren sadece dostluk ve sanat değil, aynı zamanda kültürel mirasın birleştirici gücü de olduğundan, festivalde Phaselis tamamıyla eksik değildi aslında. Arka planda olmayan muhteşem antik kent kalıntıları yoktu ve kalıntıların yerini Toroslar’ın büyüleyici silüeti dolduruyordu.
Şimdi Festival Zamanı
Cumartesi öğleden sonra, yola çıkma vakti gelmişti. Manavgat park yerimizden çıkarak Antalya Falez 2 Park’a ulaştığımızda, Uçurtma Şenliği nedeni ile tüm park yerlerinin dolu olduğunu fark ettik. Şenlik bitene dek çocukların şiddetli rüzgarda uçurtmalarına hakim olma çalışmalarını, aileleriyle birlikte vakit geçirirken nasıl da neşeli ve renkli olduklarını gözlemledik. Biraz sonra Dostluk Konseri festival alanında park yerleri açılmaya başlamıştı ve konserin sanat yönetmeni Murat’ın reserve ettiği alana karavanımızı park edebildik. Türkiye’de bazı işler son ana bırakılsa da telaşa gerek kalmıyor ve her şey tam zamanında yetişiyor. Bu örneklerimize bir yenisini ekledik bugün.
Konser açılışından hemen önce standımızı, mini fotoğraf sergimizi, ücretsiz dağıtacağımız kitap ve broşürlerimizi hazırlamış, masa ve sandalyelerimizi kurmuştuk bile. Eğlence başlayabilirdi artık!
Neredeyse unutuyordum. Öğleden sonra Avrupa kameramanlarından Sinan Akiner ve ekibi ile yolculuk konseptimiz konulu bir toplantı yaptık. Kendisi ve ekibini festival konusunda bilgilendirince bizimle birlikte gelmeye karar verdiler. İlginç performanslara sahne olacak ışıl ışıl müzisyenlerin yer aldığı festival boyunca çekim yapma ve sanatçılar ile röportaj fikri cazip geldi.
Bu arada genç yaş grubunun ağırlıklı olduğu kalabalık, Antalya Falez 2 Park konser alanında toplanmış ve çimlerin üzerinde yerlerini almıştı. Yaş grubu biraz yüksek olan izleyiciler ise katlanır kamp sandalyeleri ve piknik malzemeleri ile gelmişti. Neredeyse Hippi kültürünün başlangıcı olan 60’lı yılların sonunda olduğu gibi rahat ve dinlendirici bir atmosfer hakimdi bulunduğumuz ortama. Antalya Bisiklet Sevenler gurubu ve bisiklet tutkunları, Atatürk Parkı’ndan başlayarak konser alanına kadar pedal çevirdiler. Özgürlüğe pedal çeviren bisiklet gurubunun alana varmasıyla, ortama hakim olan rahatlık yerini eğlence ve neşeye bıraktı. Konser başlayabilirdi artık!
Merve Akyıldız & Band
Murat Ömür Tuncer festivalin müzikal bölümünün açılışını, kısa bir açılış konuşmasından sonra Merve Akyıldız & Band gurubunu takdim ederek yaptı.
1994 kışının Şubat ayında dünyaya gelen Merve Akyıldız, İzmir’in Bornova semtinde büyümüş bir çok genç sanatçıdan biri olarak karşımıza çıkıyor. Makedonya göçmeni olan büyükannesi ve büyükbabası sayesinde hiç kaybolmayan göçmenlik hissi onun, Balkan müziklerine olan tutkusunu artırmış olmalı.
Harikulade sesinin yanısıra, belki de Merve Akyıldız’ın şarkılarını biçimlendiren ve derinlere işlemesini sağlayarak görünür kılan bu özgeçmiştir. Gren Bregovic’ten çok severek dinlediğimiz Ederlezi parçasını seslendirmesinin ardından Merve Akyıldız’ın sergilediği performansın doruk noktası, bir Makedon halk şarkısı olan “Jarnana Jarnane” idi.
Kesinlikle çok başarılı bir açılış oldu, kim bu kadarını beklerdi ki.
Merve Akyıldız & Band grubunun güncel üyeleri arasında çelloda İrem Yüksel, gitarda önceden tanıdığımız Tayfun Guttstadt ve davulda Serdar Yüce yer alıyor.
Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner
Festivale ayrı bir renk katan Dört El Piyano konserinin başarılı piyanistleri Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner etkinliğe Stuttgart’tan katılıyor. Beraber müzik yapmaktan her zaman büyük mutluluk duyan ikili, 2008 yılından beri Duo Blancé & Noiré adı altında çalışmalarını geliştirerek sürdürüyor. 2010 yılında İsviçre Uluslararası Lozan Müzik Fetivali’ne katılarak büyük başarı elde eden ikili, aynı festivale sonraki yıllarda tekrar davet edildi. Bunu Avrupa’da çeşitli uluslararası müzik festivallerinden gelen davetler ile katıldıkları müzik yarışmalarında elde ettikleri başarılar ve dereceler takip etti. 2012 yılında Stuttgart Devlet Konservatuarı’nın Duo Piyano bölümüne en yüksek başarı puanı ile girerek eğitimlerini Prof. Hans Peter Stenzel ile devam ettiren iki sanatçı konserlerine yurtiçi ve yurtdışında devam ediyor.
Antalya Falez 2 Park, şahane bir konsere daha sahne olmuştu ve toplanan kalabalık alkışları ile minnettarlığını adeta dile getiriyordu.
Teoman Kumbaracıbaşı | Acaipademler
Festivalin bir başka ilgi çekici konseri ise 2003 yılında kurulan, tiyatrocu müzisyen Teoman Kumbaracıbaşı’nın solistliğini yaptığı Acaipademler oldu. Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te doğan ve altı yaşında iken Türkiye’ye gelen Kumbaracıbaşı, lise eğitimini Avusturya Lisesi’nde tamamladıktan sonra İTÜ Gemi İnşaatı Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Mesleğini hiç yapmadı çünkü o, sanat ile besleniyordu. Lise eğitimi aldığı dönemde tiyatro ile tanıştı ve çeşitli tiyatrolarda perde arkasında çalışmakla kalmayarak sahneye de çıktı.
Müzik ile tanışıklığı ise henüz yedi yaşında iken mandolin çalarak başladı. 12 yaşında keman çalmaya, 38 yaşında ise gitar çalmaya başladı.
Halen tiyatro ve oyunculuk çalışmalarına devam eden yetenekli sanatçı, kurucularından olduğu progressive rock grubu Acaipademler’de gitar çalmakta ve severek müzik yapmaktadır. Ana dili olan İspanyolca dışında akıcı Almanca konuşan Teoman Kumbaracıbaşı, her iki dilde başarı ile seslendirdiği şarkıları yetenek yelpazesinin genişliğini de kanıtlar gibiydi adeta.
Acaipademler, Antalya Falez 2 Park alanında gerçekten de acaip duygular estirdi.
Doruk Görkem Tokur
Festivalin genç yıldızlarından biri de Doruk Görkem Tokur idi. 1991 yılının Ocak ayında Ankara’da dünyaya gelen genç piyanistin klasik müziğe olan ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Klasik müzik koro sanatçısı olan babası, nitelikli müzikçiler yetiştirmenin önemli bir gerekliliğinin farkındaydı elbet. Müzik eğitiminin ilk basamağı olarak henüz beş yaşındayken piyano ile tanıştırdığı oğlu şu an karşımızda, çocukların erken yaşlarda müziğe olan ilgilerinin işlenmesi gerektiğini haykırıyordu notalarına her vuruşunda. Şarkı söyleme, piyanoda doğaçlama yapma ve absolüt duyuş yeteneğine sahip genç piyanist Doruk Görkem Tokur’u, ilham ve bilgi ile besleyen müzik eğitmenleri arasında İdil Biret, Pamela Mia Paul, Stephen Gutman, Daniel Gortler, Kemal Gekić, Misha Dacic, Aleksandar Madžar, Tamara Poddubnaya, Mykola Suk, Bernd Goetzke, Emre Elivar ve Gülsin Onay bulunmaktadır.
2012 yılında H.Ü. Ankara Devler Konservatuvarı’ndan “Şeref Öğrencisi” olarak mezun olduktan sonra eğitimine Floransa’da, Scuola di Musica di Fiesole’de, Andrea Lucchesini ile devam eden Tokur , her yıl yurt içinde ve yurt dışında çeşitli solo ve oda müziği konserler vermektedir.
Genç ve oldukça yetenekli piyanist Doruk Görkem Tokur, dinleyicisine hem müziğin ne kadar saf ve doğal olduğunu hissettiriyor, hemde kendini melodilerin akışına bırakarak muhteşem bir görsellik sergiliyordu.
Murat Ömür Tuncer
Etkinliğin kapanış konseri, “Phaselis’e Özgürlük” ana teması ile hazırlanan festivalin Sanat Yönetmeni Murat Ömür Tuncer’den geldi. Genç müzisyenlerin kendilerini özgürce ifade etmelerine imkan tanımak ve müzikle dostluk mesajı vermek isteyen Tuncer, ailesinin desteği ile küçük yaşlarda müzik eğitimine başlayan ve umut vaad eden parlak yıldızlardan biri.
Çeşitli dersleri kapsayan akademik eğitiminin yanında, Azeri besteci İlyas Mirzayev'den temel bestecilik eğitimi de almış, bunun yanısıra Gülsin Onay, Vladimir Spivakov, Jean-Bernard Pommier, Nevit Kodallı, Birsen Ulucan, Orhan Şallıel, Tania Maira, Uri Mayer, Giselle Brodsky, Meral Güneyman gibi isimlerle orkestra şefliği, kompozisyon ve piyano üzerine çalışmalar gerçekleştirmiş, ustalık sınıflarına katılmıştır.
Kendini müziğin büyüsüne kaptıran genç besteci, müziğin iç içe geçtiği sanat dallarından biri olan edebiyat alanında Nazım Hikmet, Orhan Veli, Turgut Uyar gibi şairlerin eserleri üzerine yaptığı çalışmalarının yanında Düden, Phaselis gibi coğrafi konuları yada Hürrem Sultan ve Gandhi gibi tarihsel karakterleri de müzikle işleyerek eşsiz eserler yaratmaktadır.
2011 yılından bu yana besteci ve orkestra şefi Selman Ada'nın asistanlığını sürdüren Murat Ömür Tuncer’in eserleri hem Türkiye'de hemde dünyanın pek çok ülkesinde seslendirilmektedir.
Farklı türlerdeki müzik ziyafetinin yanısıra, muhteşem katılımın sağlandığı bu açık hava etkinliği, genç sanatçılara ve festival süresince gelen izleyicilere aynı duyguları yaşatarak sanatın halka ulaşmasını sağladı. Bu arada ziyaretçilerin de katkıda bulunduğu rengarenk bir yeryüzü sofrası kuruldu. Sanatçılarla birlikte çimlerin üzerinde, evde hazırlanmış leziz salatalar, börekler ve kurabiyeler yendi, neşeli sohbetler edildi, unutulmaz anlar paylaşıldı.
İki gün süren festival başarılı bir şekilde son bulurken, genç sanatçıları bizlerle Antalya’da buluşturan ve festivalde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.